top of page

VÄ°YANA "SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MÄ°RASIN KORUNMASI Ä°ÇÄ°N BÄ°T ARAÇLARI" KURSU PROGRAMINDA GERÇEKLEÅžTÄ°RÄ°LEN FAALÄ°YETLER

01.05.2016 PAZAR

            Saat 15:00 civarında Viyana’ya inildi. Gezi süresince kalınacak otele yerleÅŸip 1 Mayıs kutlamalarını izlemek için yürüyüÅŸlerin baÅŸladığı Prater meydanına gidili.

    Prater;

Prater Meydanı insanların yürüyüÅŸ yaptığı, yanında tarihi bir lunapark bulunan bir park. Lunaparkın en önemli özelliÄŸi  Wiener Riesenrad yani dev dönme dolap. Ä°mparator Franz Joseph‘in görevinin 50.yılını kutlamak için 1897’de yapılmış ve 30 adet kabini varmış. 2.dünya savaşı sırasında(1944 yılında) yangından dolayı zarar görmüÅŸ. 1945 yılında 15 kabinle tekrar inÅŸa edilmiÅŸ. KiÅŸi başı 9 Euro’ya binebiliyorsunuz

​

​

02.05.2016 PAZARTESÄ°

Saat 09:00 civarında kurs merkezine gelindi. Kurs eÄŸitmeni tarafından Avusturya'nın eÄŸitim sistemi hakkında bilgi verdi.

​

EÄŸitim sırasında alınan bilgiler kısaca ÅŸöyle özetlenebilir;

            Avusturya’da eÄŸitim sisteminin ve geleneksel parasız devlet okullarının temelleri, Kraliçe Maria Theresa tarafından 1774’te çıkarılan eÄŸitim yasasıyla atılmıştır (6 yıl zorunlu eÄŸitim). Reform niteliÄŸindeki bu yasa 1867’de geniÅŸletilmiÅŸtir (8 yıl zorunlu eÄŸitim). 1927 ‘de 4+4 ÅŸeklinde ilk defa ortaokul kavramı ortaya çıktı. EÄŸitimde sosyal statüye ve sınıflara dayalı anlayışın egemen olduÄŸu bu dönem 1962’deki eÄŸitim reformuna kadar sürmüÅŸtür( 9 yıllık zorunlu eÄŸitim ve eÄŸitmenler için pedagojik eÄŸitim.)

            Avusturya’da karma eÄŸitim sistemi uygulanmaktadır. EÄŸitim sistemlerinin temel ilkelerinden biri kolaylaÅŸtırıcılıktır.3351 civarında okul mevcutken bunların sadece %2.7’si özeldir.

    Okullar

  1. Kindergarten (Ana Okulu)

  • Yaşı gelmiÅŸ ama okula hazır olmayan öÄŸrenciler içindir.

  • Çocuklar 3 yaşını bitirdikten sonra bir anaokuluna devam edebilirler.

 

  1. Volksschule (Ä°lkokul)

  • 4 yıllık eÄŸitim verilir.

  • Mecburi dersler ve özel dersler vardır.

  • Bir yabancı dil eÄŸitimi mecburidir.

  • Not verilmez.

  • 3. Sınıfa kadar Almanca eÄŸitimi zorunludur.

  • Zorunlu eÄŸitime tabi, okula hazır olmayan çocuklar hazırlık sınıfına kayıt olurlar.

  • 4. Sınıfın 1. Sömestrisinde çocuÄŸun ilgisi ve baÅŸarı durumu göz önüne alınarak hangi eÄŸitim kurumuna devam edebileceÄŸi konusunda öneriler sunulur.

 

  1. Hauptschule (Ortaokul)

  • Ortaokullar kaldırılıp yerini kademeli olarak yeni ortaokula bırakacaktır.2015-16 okul yılı sonuna kadar tüm ortaokullar yeni ortaokullara dönüÅŸecektir.

  • NMS (Köklü temel eÄŸitim) ve AHS (Temel eÄŸitim) olmak üzere ikiye ayrılır.

  • Almanca, matematik ve yabancı dil derslerinde baÅŸarı grupları vardır.

  • Okullar kendine özgü ders programları hazırlayabilir.

  • Spor ve müzik ağırlıklıdır.

  • AHS  Daha sonra mesleki eÄŸitim alınıp iÅŸ hayatına geçiliyor.

  • NMS’de öÄŸrenciler yeteneklerine göre geleceÄŸe hazırlanıyor. Sınıflar 2 öÄŸretmenlidir. 4 yıldan sonra yüksek okula geçiÅŸ hakkı vardır.

  • 3. ve 4. Sınıflarda gençlerin bundan sonra devam edebilecekleri eÄŸitim olanakları ve meslek seçimi ve eÄŸitimi üzerinde ağırlıklı olarak durulur.

 

  1. Polytechnischeschule (Meslek ve Çıraklık Okulu)

  • 14-15 yaÅŸ arası öÄŸrencilerin 9. Sınıf eÄŸitimi aldıkları okullardır.

  • EÄŸitim bir yıl sürer.

  • Ä°ÅŸ hayatına hazırlamak amaçlanır.

  • Farklı branÅŸlarda eÄŸitim verilir.

  • Ä°ÅŸletme ve meslek gezileri ile iÅŸletmelerde, okul harici kurumlarda ve eÄŸitim atölyelerinde gerçekleÅŸtirilen uygulamalı meslek tanıtım günleri yoluyla meslek seçimi kolaylaÅŸtırılır.

  • Ä°ÅŸ ve pratik çalışmalara yönelik bir eÄŸitim sistemi öÄŸrencilerin bireysel kabiliyetlerini ve öÄŸrenme arzularını teÅŸvik eder.

 

  1. Berufsschule (Meslek Okulu)

  • Çıraklık eÄŸitimi alan gençlere bu eÄŸitimleri boyunca meslekleri ile ilgili temel öÄŸretim sunmakta olup, iÅŸletmede alınan meslek eÄŸitimini ve genel eÄŸitimi destekleyici ve tamamlayıcı niteliktedir.

  • EÄŸitim 3 yıl sürer. ÖÄŸrenci;

  1. Sınıf: 2 gün okula, 3 gün iÅŸe

  2. Sınıf: 1 gün okula, 4 gün iÅŸe

  3. Sınıf: 1 gün okula, 4 gün iÅŸe gider.

  4. Ä°ÅŸlerde sigortalı olarak çalışıp en fazla 600 Euro ücret alıyorlar.

  • Meslek okulu öÄŸrencisi, meslek okulunun son sınıfının öÄŸrenim hedefine ulaÅŸtıktan sonra, çıraklık bitirme sınavı sadece pratik bölümden oluÅŸmaktadır.

  • Çıraklık bitirme sınavından sonra örneÄŸin üniversitede okuyabilmek için çıraklar, 4 kısmi sınavdan (Almanca, matematik, yabancı dil ve uzmanlık dalı) oluÅŸan mesleki olgunluk sınavını vermek suretiyle bu hakka sahip olabilirler.

 

  1. Gymnasium (Genel Lise-AHS)

  • ÖÄŸrencileri üniversiteye hazırlayan bir okuldur.

  • Avusturya'da var olan 4 okullu eÄŸitim sisteminin en yüksek okulu olup, gidilebilecek en yüksek dereceli lisedir.

  • Türkiye'de lise seviyesinin üstündedir.

  • Gymnasium'a girebilmek için ders notlarının iyi olması ÅŸartı vardır. 13. sınıfın  sonunda Matura denilen bitirme sınavını baÅŸaran kiÅŸi mezun olur ve üniversiteye gitmeye hak kazanır. Matura, ulusal olduÄŸu gibi uluslar arası alanda da mezuniyet, lise diplomasına eÅŸittir. Bütün öÄŸrenciler kendi seçtikleri bir konu üzerinde ön bilimsel bir çalışma yazar ve sözlü bitirme sınavı sırasında bu çalışmayı anlatırlar. Matura sınavı 4 dersten oluÅŸur. Bu dersleri öÄŸrenci seçer. Ä°stenilen yabancı dil seviyesi

%100 Ä°ngilizce

%70 Fransızca ve Latince

%60 Ä°talyanca ve Ä°spanyolca’dır.

  • Türkiye’de Ä°stanbul Lisesi,  Alman Lisesi ve  Sankt Georg Avusturya Lisesi Gymnasium unvanı sahibidir.

  • 4+4 eÄŸitim sistemine sahiptir.

​

​

      Bilgilendirmelerin ardından web2.0 araçlarından Prezi hakkında bilgi verildi. Örnek prezi sunumları izlendi ve incelendi. Prezi ile nasıl sunum hazırlanacağı anlatıldı. Ardından her kursiyer bir tane kültürel deÄŸerimizi anlatan prezi sunumu hazırladı. Kurs bitiminin ardından ilk kültürel gezimiz olan Kahlenberg Tepesi'ne gitmek üzere yola çıkıldı.

Kahlenberg Tepesi 

             Bu tepe büyük bir otobüs durağı, Merzifon’lu Kara Mustafa PaÅŸa’nın otağının bulunduÄŸu yere yapılmış bir kilise (St. Josefskirche), restaurant ve kafelerden oluÅŸan  bir düzlüktür.

            Osmanlı Ordusu 1683'de Avusturya'ya karşı sefere çıktı. Ordunun yol üstünde stratejik önemi bulunan kaleleri ele geçirmesi beklenirken, Kara Mustafa PaÅŸa doÄŸrudan Viyana'yı kuÅŸatmaya karar verdi. KuÅŸatma iki ay sürdü. Sadrazamın Yeniçerilerin kenti talan etmelerini önlemek için kentin kendiliÄŸinden teslim olmasını beklediÄŸi ve o yüzden taarruza geçmediÄŸi bilinmektedir. Ayrıca Kırım hanı Murat Giray, Tuna nehrinin kuzeyinden gelen yardımı önlemekte etkisiz kaldı. Sonunda Lehistan kralı III. Jan Sobieski, 25.000 askerlik bir orduyla Viyana'nın yardımına yetiÅŸti. Ä°ki ateÅŸ arasında kalan Osmanlı birlikleri ağır bir yenilgi alarak Belgrad'a geri çekilmek zorunda kaldı.

Tuna nehri boyunca devam eden yürüyüÅŸün ardından;

Türkenschanpark'ta bulunan Yunus Emre ÇeÅŸmesi’ni görmeye gidildi.

​

Türkenschanzpark

‘’Türkenschanzpark’’ denilen yerde 1683’de ÅŸiddetli mücadeleler olmuÅŸtu. Türk tabyası bu gün yeÅŸil alan olarak kullanılıyor.Parkta bir kaç yıl evvel Türkiye tarafından yaptırılan klasik Osmanlı stilindeki‘’Yunus Emre ÇeÅŸmesi’’adeta barış,kardeÅŸlik arzumuzu simgeliyor.Yaptıran ve yapanlar güzel düÅŸünmüÅŸler.

​

Yunus Emre ÇeÅŸmesi

1991 yılında yapılan çeÅŸme, Viyana 18. bölge belediyesinin ve Türkiye Vakıflar Bankası'nın katkıları ile Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı tarafından yaptırılmıştır. ÇeÅŸmenin de içinde yer aldığı Türkenschanzpark, II. Viyana KuÅŸatması esnasında bir müddet Merzifonlu Kara Mustafa PaÅŸa tarafından merkez olarak kullandığı alana kurulmuÅŸtur.

03.05.2016 SALI

    Saat 09:00'da baÅŸlayan kurs programımızda medya araçlarını kullanarak gelenek ve görenek tanıtmının nasıl yapılabileceÄŸi ve yaygınlaÅŸtırılabileceÄŸi üzerinde duruldu. Bunun için en etkin araçlardan web2.0 aracı olan  kizio anlatıldı. Bu araçla nasıl video yapılacağı kurs eÄŸitmeniz tarafından açıklandıktan sonra her kusiyer bir geleneÄŸimizi tanıtan bir videoyu kizio aracını kullanak anlattı. Bugünkü ilk kültürel gezi maratonumuzun durağı Askeri Müze(Arsenal Museum) idi. 

Arsenal Museum

            Landstrasse'de 1850/1856 yıllarında Ludwig Foerster ve Theopil Hainsen tarafından planlanıp hayata geçirilmiÅŸ ve savaÅŸ tarihine ışık tutan önemli bir müze. Yapı, Bizans ve Yeni Gotik stilde yapılmıştır.

            Müzenin içinde 16. ve 20. yüzyıl ile ilgili savaÅŸ araç ve gereçleri vardır. Müzenin diÄŸer bir özelliÄŸi ise Avrupa'daki en büyük Osmanlı savaÅŸ malzemesi koleksiyonuna sahip olmasıdır. Arsenal’in müze yanında baÅŸka bir deÄŸiÅŸik noktası da bazı blokların günümüzde ailelerin iskân ettiÄŸi dairelerden oluÅŸmasıdır.

​

​

        Askeri müze ziyaretinin ardından, saat 14:00’te Avusturya YeÅŸiller Partisi milletvekili Alev KORUN’u yerinde ziyaret edildi. Sayın Alen KORUN bizlere Avusturya’da yaÅŸayan Türklerden ve Avusturya eÄŸitim sisteminden bahsetti. Ayrıca ;

Alev KORUN;

  • 1999 da YeÅŸiller partisi Türk fraksiyonuna katıldığından,

  • 2008’den beri Milli Meclis’te YeÅŸillerin Ä°nsan hakları Sözcüsü görevini yürüttüÄŸünden,

  • 9-10 yaÅŸlarında (ebeveynle birlikte) okul ayrımı kararı verildiÄŸinden,

  • EÄŸitim düzeyi düÅŸük (dar gelirli) ailelerin uygun olmayan kararlar verdiÄŸinden,

  • EÄŸitim tarzının eleÅŸtirilen yanları olduÄŸundan,

  • EÄŸitimin harcanan para ile orantılı olmadığından,

  • EÄŸitim sisteminde kopukluklar olduÄŸundan,

  • Viyana’nın 9 eyaletten biri olduÄŸundan, yuvaların eyaletlere baÄŸlı ve farklılıklarının çok olduÄŸundan,

  • 5-6 yıl önce ücretsiz yuva uygulamasının baÅŸladığından,

  • Anaokullarında yeterince yer olmadığından, anne-baba çalışan ailelere öncelik tanındığından, annesi ev hanımı olan çocukların daha az ÅŸanslı olduklarından,

  • Dil öÄŸrenme konusunda büyük problem olduÄŸundan, belirli zaman içerisinde Almanca’yı öÄŸrenemezse sınır dışı edildiÄŸinden, bunun yanında Alanca öÄŸrenmeye hiç çaba sarf etmeyen insanların da olduÄŸundan,

  • 1960’larda dil ÅŸartı aranmadan iÅŸçi talebinde bulunulduÄŸundan, uzun süre bu insanların dil öÄŸrenmesi konusu üzerinde durulmadığından,

  • 200’li yıllarda bunun deÄŸiÅŸtiÄŸi ve dil öÄŸrenme ÅŸartı arandığından,

  • Yabancıların Almanca öÄŸrenmesi konusunda sosyal yaygınlaÅŸtırma yapılmaya çalışıldığından,

  • Halk arasında Türk olarak buraya gelip yeni gelecek kiÅŸilere ortamı olumsuz aktaran kiÅŸilerin olduÄŸundan,

  • Tam anlamıyla bir entegre olmadığından ancak bir ayrım da olmadığından,

  • 2000’li yıllara kadar gurbetçilerin geçici ikamet ediyor gibi göründüÄŸünden,

  • Avusturya‘nın dil konusunda Almanya’dan daha tutucu olduÄŸundan,

  • 1960’larda Almanya’ya  gitmek hedeflenirken gidemeyenlerin Avusturya’ya yerleÅŸtiklerinden

  • Almanya’daki göçmen iÅŸçilerin Avusturya’dakilere oranla  önlerinin daha açık olduÄŸundan,

  • Evlerde, daha çok dar gelirli ailelerde, Türk kanallar izlendiÄŸi için günlük hayatta Almanca öÄŸrenimi yok denecek kadar az olduÄŸundan,

  • Halkın çoÄŸunu uzun yıllar sosyal-demokratları desteklediÄŸinden, sosyal demokratların verdiÄŸi sözü tutmadığından,  son yıllarda yeÅŸiller partisine yönelmenin çoÄŸaldığından,

  • Genç kesimin Avusturya siyasetini yakından takip ettiÄŸi için ebeveynini yönlendirdiÄŸinden,

  • Birçok insanın, ‘Zaten alt seviyedeyiz, göç olursa daha çok ezileceÄŸiz. Aşırı saÄŸcıları destekleyelim ki göç engellensin.’ DediÄŸinden,

  • Anne babaları çocuklarıyla iletiÅŸim kurarken iyi konuÅŸtukları dili kullanmaları gerektiÄŸinden,

  • Çocuklara kötü bir  Almanca’yla dil öÄŸretmeye çalışmanın daha olumsu sonuçlara yol açabileceÄŸinden,

  • Her çocuÄŸun ilkokuldan önce bir yıl yuvaya gitme zorunluluÄŸu olduÄŸundan,

  • Göçmenlerin ağır ve pis iÅŸlerde çalıştırılmak üzere getirildiÄŸinden, ev yardımı yapılmadığından, böyle olunca onların ÅŸehrin en trafiÄŸi yoÄŸun, en oturmak istenmeyecek yerlerine yerleÅŸtiklerinden,

  • Sadece Türk ve Yugoslavların oturduÄŸu bir sokak olduÄŸundan, bu mahallelerdeki okullarda çok göçmen olduÄŸundan,

  • Ä°nsanların ÅŸehre homojen dağıtılmadığından, bir bölgeye sıkıştırıldıklarından,

  • Özel okulun çok yaygın olmadığından,

  • Yüksek gelirli ailelerin müziÄŸe çok önem verdiÄŸinden,

  • Konservatuarların olduÄŸundan,

  • Avusturya’nın eÄŸitime açık bir ülke olduÄŸundan,

  • Festivallerin ve etkinlik alanlarının, müzelerin, gezi alanlarının çok fazla olduÄŸundan,

  • Türklerin Avusturya’da iÅŸçi kesimi oluÅŸturduÄŸu düÅŸünülüyorsa da eÄŸitim ve iÅŸ anlamında iyi konuma gelmiÅŸ kiÅŸilerin de olduÄŸundan.

bahsetti.

​

   YeÅŸiller Partisi milletvekili Alev KORUN'un ziyaretinden sonra 1. Bölgedeki önemli yerlere yapılan kültürel gezimiz devam etti.

Viyana Belediye Binası

            Viyana belediye baÅŸkanı baÅŸta olmak üzere Viyana belediye meclisinin genel merkezidir. Bina, ÅŸehir merkezinde bulunan Belediye Binası Meydanı'nda bulunmaktadır. Belediye binası aynı zamanda kiÅŸisel birliÄŸe de hizmet vermektedir.

Binanın mimarlığını Friedrich von Schmidt üstlenmiÅŸtir. Bina Neo-Gotik mimarisi tasarımı ile yapılmış ve inÅŸası 1872 ile 1883 yılları arasında sürmüÅŸtür. Kulenin üzerine Viyana'nın sembollerinden olan Rathausmann konulmuÅŸtur. Binanın karşısına büyük park yapılmıştır.

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

 

Parlamento Binası

 

       Viyana Ring Caddesi’ndeki parlamento binası, yuz yılı aÅŸkın tarihcesinde deÄŸiÅŸik parlamenter kurumları barındırmıştır. Ä°lk olarak Avusturya-Macaristan Ä°mparatorluÄŸu’nun Avusturya kısmının parlamentosu olan Ä°mparatorluk Meclisi’ne ev sahipliÄŸi yapmıştır. Bina, 1874 ve 1884 yılları arasında mimar Theophil Hansen’in tasarımına gore inÅŸa edilmiÅŸtir. Hansen’in mimari tasarımı, “demokrasinin beÅŸiÄŸi” olan antik Yunanistan’ı anımsatır. Bu yapı uslubuna “Tarihselcilik” adı verilir. Binada iki buyuk genel kurul salonu vardır. Bunlar ortadaki buyuk sutunlu avluda birleÅŸirler. Bu ÅŸekilde, 1861’de cıkartılan “ÅŸubat patenti” adıyla bilinen genelgedeki Ä°mparatorluk Meclisi’nin inÅŸasını yansıtmaktadır, ki bu milletvekili salonu ve villa olmak uzere iki bolumden oluÅŸmaktadır. Cumhuriyete geciÅŸ, 1918 yılında Ring Caddesindeki parlamento binasında gercekleÅŸti. 1918 yılında Ring Caddesi’ndeki parlamento binasında, cumhuriyete geciÅŸ vuku buldu. Toplanan Millet Meclisi 1919 -1920 senelerinde, gunumuze kadar Avusturya Cumhuriyeti’nin anayasa hukukunun temelini oluÅŸturan, federal anayasayı cıkarmıştır. Parlamento binası, 1934 ile 1945 yılları haric, 1920 senesinden itibaren Avusturya Cumhuriyeti’nin federal yasama organları olan Milli Meclis ve Federal Meclis’in merkezidir. Ä°kinci Dunya Savaşı doneminde bina, bombardıman sonucu ağır hasar gormuÅŸtu ve mimarisi yarısına yakın tahrib edilmiÅŸti. 1956 yılına kadar yeniden inÅŸa edilmiÅŸtir; Milli Meclis Genel Kurul Salonu’na modern ve iÅŸlevsel bir uslubla yeni ÅŸekil verilirken; bina kamuya acık odaları ve dış goruntusu, buyuk olcude orijinaline sadık kalınarak yenilenmiÅŸtir.

​

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Maria Theresia Meydanı (Maria Theresien Platz)

  Avusturya Ä°mparatoriçesi Maria Theresia‘nın heykelinin de olduÄŸu büyük bir meydan burası. Meydanın sağında DoÄŸal Tarih Müzesi(Naturhistorisches Museum Wien),  karşısında Museumquartier adında birçok müzeler topluluÄŸu, sol tarafında da Viyana Sanat Tarihi Müzesi(Kunsthistorisches Museum) bulunuyor. Meydandan sonraki durağımız iyanam Ulusal Kütüphane oldu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​

Viyana Ulusal Kütüphanesi

   1365  yılında Avusturya Dükü IV. Rudolf tarafından kurulan Viyana Üniversitesi (Latince adı: Alma Mater Rudolphina), Alman dil ve kültür coÄŸrafyasının en eski üniversitesidir. 71.000 öÄŸrencisi ve 8.000 çalışanı (bunlardan 6000'i bilim adamı) ile Avusturya'nın olduÄŸu gibi Orta Avrupa'nın da en büyük üniversitesidir ve günümüze kadar yapılmış olan dünyanın en iyi üniversite sıralamalarında hep üst sıralarda yer almıştır.

   Viyana Üniversitesi'nde yaklaşık 130 tane bölüm bulunmaktadır. Viyana Üniversitesinin amacı teorik eÄŸitimle pratik araÅŸtırma bazlı eÄŸitimi sentezleyerek en yüksek kalitede örgecilerine aktarmaktır. Viyana Üniversitesi'nin 50'ye yakın enstitüsü bulunmaktadır.

   Viyana Üniversitesinin tarihi ana binası 1884 yılında aynı caddede bulunan Avusturya Parlamentosu, Viyana Belediye Binası ve Burg tiyatrosunun tarihi dokusuyla eÅŸdeÄŸer ve bilimin toplumsal deÄŸerini yücelten mimarisiyle mimar Heinrich von Ferstel tarafindan yapilmistir. Günümüzde Schottentor da bulunan ana binada Üniversite Yönetimi, Üniversite Ana Kütüphanesi, Ögrenci Isleri, bazi Fakülte ve Enstitüler ve Avusturya nin en büyük amfisi olan Audimax la birlikte birçok amfi bulunmaktadir.

Viyana Üniversitesi'nin kütüphanesi 13  milyon kitap mevcuduyla Avusturya'nın en büyük kütüphanesidir; aynı zamanda Almanca konuÅŸulan ülkelerin en eski kütüphanesidir (kuruluÅŸ tarihi: 1365). Bu özelliÄŸinden dolayı kütüphane Orta ÇaÄŸ'dan günümüze kadarki süreç içerisinde deÄŸiÅŸen uluslarası bilim tarihi“ olarak adlandırılır. Ana bina daki Aula da Viyana Üniversitesinin 9 tane Nobel ödüllü profesörlerinin heykelleri bulunur. Bahçesinde ise üniversitenin 154 meÅŸhur bilim insanının büstü vardır.Kütüphanenin ardından Opera binasını ziyaret edildi.

Viyana Devlet Opera Binası

Orijinal adı Viyana Wiener Staatsoper olan Viyana devlet opera binası Viyana’da yer alan gezilebilecek farklı yapılardan biridir. Bina iki ÅŸekilde hizmet veriyor. Hem burada birbirinden güzel konserler veriliyor hem de bina müze gibi turistlere rehberli hizmetle beraber gezdiriliyor.

2. dünya savaşında zarar gören pek çok yapı gibi burası da zarar görmüÅŸtür. Üzerine düÅŸen bombalar yüzünden ciddi hasarlar almıştır. Yeniden açılması tam 10 yılı almıştır.

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

Goethe Heykeli (Johann Wolfgang Von Goethe)

(28 AÄŸustos 1749, Frankfurt – 22 Mart 1832, Weimar), Alman hezarfen; edebiyatçı , politikacı , ressam ve doÄŸabilimci. Aynı zamanda çeÅŸitli doÄŸa bilimleri alanlarında araÅŸtırmalar yapmış ve yayınlar çıkarmıştır. 1776 yılından itibaren, Weimar dukalığının bakanı olarak çeÅŸitli idari ve siyasi görevlerde bulunmuÅŸtur.

Goethe, ÅŸiir, drama, hikâye (düzyazı ve dörtlük ÅŸeklinde), otobiyografik, estetik, sanat ve edebiyat teorisi, ayrıca doÄŸa bilimleri olmak üzere birçok esere imza atmıştır. Bununla birlikte, zengin bir içeriÄŸe sahip olan mektup çeÅŸidi, önemli edebi eserlerindendir. ‘Fırtına ve CoÅŸku’ (Sturm und Drang) döneminin en önemli öncüsü ve temsilcisi olmuÅŸtur. 1774 yılında ‘Genç Werther’in Acıları’ adlı eseri ile bütün Avrupa’da ün yapmıştır. Daha sonra, 1790 yılından itibaren, Friedrich Schiller ile birlikte ortak ve dönüÅŸümlü bir ÅŸekilde, içeriksel ve biçimsel olarak, Antik kültür anlayışı üzerinde yoÄŸunlaÅŸarak, Weimar Klasik’in en önemli temsilcisi olmuÅŸtur. Goethe, aynı zamanda, yurtdışında da Alman edebiyatı’nın temsilcisi olarak kabul edilmiÅŸtir.

DeÄŸeri, ölümünden sonra azalmaya baÅŸladığı sıralarda, Goethe, 1871 yılından itibaren, Alman ulusal kimliÄŸiyle, Alman Kraliyet’inde taçlandırılmıştır. Sadece eserlerine yönelik deÄŸil, aynı zamanda örnek alınacak yaÅŸantısına yönelik de bir hayranlık oluÅŸmuÅŸtur. Goethe, bugüne kadar, en önemli Alman edebiyatçı olarak kabul edilmiÅŸ, eserleri ise dünya edebiyatı zirvesinde yerini almıştır.

​

​

​

​

​

​

​

​

Mozart Heykeli (Wolfgang Amadeus Mozart)

            (d. 27 Ocak 1756 Salzburg , Avusturya - ö. 5 Aralık 1791 Viyana) Klasik Batı MüziÄŸi'nde Klasik dönemin etkili ve üretken bestekarlarından biridir. Yapıtları, senfonileri, konçertoları, oda orkestralarını, piyanoyu, operayı ve korolu müzikleri etkilemiÅŸtir. 35 yıllık ömrüne 626 eser sığdırmıştır. Mozart, Avrupalı bestekârların en popülerlerindendir ve birçok eseri standart konser repertuarlarında kullanılır. Günümüzde müzik tarihinin en büyük dehalarından biri olarak kabul görmüÅŸtür. Babası Leopold Mozart, ablası ise Nannerl Mozart'tır.

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

Maria Theressa meydanını gezdikten sonra  Stephanplatz meydanına geçtik.

Stephanplatz

Stephansplatz, iki kelimeyle özetlemek gerekirse Viyana'nın kalbi. Eski ÅŸehir surlarının, bugünse Ring'in merkezinde yer alıyor. Viyana'ya her gelenin ilk ziyaret ettiÄŸi bölge. Åžehrin her yerine ulaşımda merkezi bir rol oynuyor. Çevreleyen caddeler ÅŸehrin en ünlü ve en iÅŸlek caddeleri. Bu caddelerdeki dükkânlar ÅŸehrin en pahalı ve lüks dükkanları.  Kafe'leri, lokantaları, turistik eÅŸya ve çikolata satıcıları ile Viyana'nın en kalabalık noktası.

​

Aziz Stephan Katedrali (Stephansdom)

Viyana'nın merkezinde bulunan, 1147 yılında inÅŸa edilmiÅŸ olan, Viyana'nın en önemli simgesi durumundaki katedraldir.

Viyana piskoposluk ruhani dairesinin ana kiliselerindendir. Viyana BaÅŸpiskoposu Christoph Schönborn'nun ikametgahıdır. Avusturya, Viyana'nın kalbinde Stephansplatz'ta yer alır. Günümüzde Roma mimarı tarzı ve Gotik tarzıyla görünür. Avusturya Dükü IV. Rudolf tarafından geniÅŸ bir ÅŸekilde yapımına baÅŸlanan kilise daha önceki iki harabe kilise üzerinde yükselir. Avusturya'nın baÅŸkentinde en önemli dini yapı olarak, ulusun tarihinde pek çok önemli olaya tanık olmuÅŸ ve renkli çatısıyla birlikte ÅŸehrin en tanınan sembollerinden biri haline gelmiÅŸtir.

Aziz Stephan Katedrali ilginç bir bilgiyede sahiptir: Katedralinin çan kulesinde 1534'de ihdas edilen; Osmanlı akıncılarının yaklaÅŸtığını görüp çan çalarak Viyanalı'lara haber vermekle görevli bir memuriyet, ancak 1956'da Viyana Belediye meclisince Artık bir Osmanlı tehlikesi kalmadığından ve bu görevin lüzumu olmadığı için.. kaldırılmıştır.

​

​

​

​

​

​

​

​

​

Katedralden ayrıldıktan sonra son durağımız veba anıtı oldu.

Veba Anıtı

Veba Sütunları Orta Avrupa kentlerinde bulunan ve en büyüÄŸü 14. yüzyılda yaÅŸanmış olan veba salgını dönemlerinin anısına yapılmış anıtlardır. Sütunların tipik özelliÄŸi Hıristiyanlık'ta merkezi bir konumda olan kutsal üçleme inancını temsil etmesidir. Viyana Veba Sütunu Viyana'nın merkez bölgesindeki Graben semtinde bulunan veba sütunudur. Bölgenin en tanınmış sanat eseridir.

1679 yılında kenti kasıp kavuran son büyük veba salgını sırasında kenti terk eden imparator I. Leopold, salgının sona ermesi halinde bir veba anıtı adamıştı. Aynı yıl içinde geçici bir ahÅŸap sütun Johann Frühwirth tarafından inÅŸa edildi. Sütun korint tarzında yapılmış bir sütunda bulunan kutsal üçlemeyi temsil eden bir inayet koltuÄŸu ve dokuz melek korosunu temsil eden melek figürlerinden oluÅŸuyordu. 1683 yılında sütunun mermerden yapılması için Matthias Rauchmiller görevlendirildi. Ancak Rauchmiller'in 1686'da ölümüyle geriye kendisinden sadece birkaç melek figürü kaldı. Birçok yeni tasarıdan sonra projenin tamamlanmasını Paul Strudelüstlendi ve projeyi Lodovico Burnacini'nin planı üzerinde ÅŸekillendirdi. Burnacini kutsal üçlemeyi melek figürleri ve önünde diz çökmüÅŸ dua eden imparatorun temsil edildiÄŸi bir inanç figürü bulunduran bir bulut piramidinin üstüne oturtmayı öngörüyordu. HeykeltıraÅŸlarTobias Kracker ve Johann Bendel'in de katılımıyla sütun 1693 yılında tamamlanabildi.

Uzun süren yapım süresine, defalarca plan deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılmasına ve birçok heykeltıraşın katılmasına karşın anıtın homojen bir havası vardır. Planlama zamanındaki yalın, muhafazakar anıt, yapım sırasında veba salgınını teatral olarak simgeleyen barok bir tarz kazanmıştır. Sanat tarihi açısından barok döneme geçiÅŸi vurgulayan anıt, dönem heykel sanatını büyük çapta etkilemiÅŸ ve tümAvusturya'da benzerleri yapılmıştır.

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

04.05.2016 ÇARÅžAMBA

       Saat 10:00’da kurs merkezine gidildi.Web-2.0 araçlarından üç tanesi olan Doodle, Canva ve Powtoo hakkında bilgi edinildi. ÖÄŸrenilen web araçları ile ilgili uygulamalar yapıldı.

​

EÄŸitim sırasında alınan bilgiler kısaca ÅŸöyle özetlenebilir;

   DOODLE( Anket hazırlama)

  • Özellikle idari iÅŸlerde kullanılır.

  • Planlamayı kolaylaÅŸtırır.

  1. Organizasyon yapılır.

  2. Programa giriş yapılır.

  3. Mail gönderilir.

  4. Karşıdaki kiÅŸi (Evet/Hayır)seçim yapar.

  5. Organizatöre sonuçla ilgili rapor maili gelir.

   CANVA( Poster, afiÅŸ hazırlama)

  • Belirli ÅŸemalar sunar.

  • Ä°çeriklerde deÄŸiÅŸiklikler yapılır.

  • Sunum yapılır.

  • Poster oluÅŸturulabilir.

  • CV hazırlnabilir.

  1. Amaca yönelik bir tasarım seçilir.

  2. Ä°çerikleri deÄŸiÅŸtirilir.

  3. Kaydedilebilir, mail gönderilebilir.

   POWTOON

  • Åžablonlar üzerinde çalışılır.

  • Video hazırlanır.

​

ÖÄŸle yemeÄŸinden sonra Teknik Müze ziyareti için yola çıkıldı.

05.05.2016 PERÅžEMBE

   Konaklanan otelden sabah saat 07:00 da ayrılarak BudapeÅŸte’ye yola çıkıldı. Saat 10:30 gibi BudapeÅŸte’ye varıldı..Ä°lk olarak Kahramanlar Anıtı’na gidildi.. Kahramanlar Meydanı- Binyıl Anıtı Macaristan’ın bininci yılı anısına 1896 yılında dikilmeye baÅŸlanmış ancak tamamlanması zaman almıştır. Macarların Aziz ve muhterem Kral'ı  Ä°stvan zamanında Hristiyanlığa geçiÅŸi tasvir edilir.

Macarlar, tarihlerindeki önemli liderlerin heykellerini meydan dikerek onurlandırmışlar. Her ismin, heykelinin altında da, yaÅŸamından bir kesiti anlatan rölyefler bulunmakta. Macaristan'ın tarihi, Osmanlı tarihi ile iç içe. Tüm müzelerindeki en önemli unsur, Türklerle olan savaÅŸları. Heykelleri dikilen kahramanlarının da büyük kısmı, bir ÅŸekilde Osmanlı tarihinde yer alıyor.

Kral Hunyadi Janos. 1444'de Varna'da Haçlı ordusu ile 2. Murad'ın karşısında canını zor kurtararak kaçar. Kral 1. Lazlo'nun bu savaÅŸta ölmesi üzerine 1446'da V.Lazlo'nun çocuk yaÅŸta olması sebebiyle kral naibi olarak 1456'ya kadar Macaristan'a hükmeder. 1454'da Osmanlı ordusunun, Belgrad'ı kuÅŸatmasında yaptığı savunma ile ÅŸehrin alınmasını engellediÄŸi için ulusal kahraman sayılır.

Tököli Ä°mre'nin yaÅŸamı da Osmanlı ile iç içedir. Erdel Prensi'dir. Habsburg'lara düÅŸman olduÄŸu için veziriazam Köprülü Fazıl Ahmet PaÅŸa'nın himayesine girmek ister. 1681'de Merzifonlu Kara Mustafa PaÅŸa'nın izni ile kendisine Ortamacaristan krallığı verilir. Osmanlı ordusunun yanında avrupanın kutsal ittifak devletlerine karşı savaÅŸtı. Almanları bozguna uÄŸrattı. Zenta yenilgisinden sonra Osmanlı'ya sığındı. Ä°zmit'te ikamet etti. Karlofça görüÅŸmelerinde Avusturya israrla istediyse de Osmanlı, onu iade etmedi. 1705'de Ä°zmit'te öldü. Kullandığı mühürde "Muin-i Ali Osman'a itaat üzereyim emre, Kral-ı Orta Macar'ım ki namım Tökeli Ä°mre" yazardı. Resmi törenler ve kutlamalar bu meydanda yapılır, Meydanın ortasındaki büyük sütun ve çevresi. Sütunun altında Macaristan tarihinin önemli kahramanlarının heykelleri bulunmakta. Alanın güney tarafında kalan "Güzel Sanatlar Müzesi"bulunur,

BudapeÅŸte’ye giden herkesin mutlaka ziyaret ettiÄŸi yerlerin başında bu geniÅŸ meydan gelir. Macarların, bugün sahip oldukları topraklara gelip yerleÅŸmelerinin ve burayı yurt edinmelerinin 1000.yılı anısına 1896 yılında inÅŸaatına baÅŸlanan bu alan anıtların inÅŸası 1929 yılında tamamlanmıştır. Meydanın ortasındaki anıtı üç temel parçaya ayırarak incelemek mümkündür. Bunlardan birincisi, meydanın ortasında yerde bulunan anıt mezardır. Etrafı bir zincir ile çevrili olan anıt mezar ‘Cenotaph’ olarak adlandırılır. Yarısı Latince yarısı ise Yunanca kökenli olan bu kelime, ‘BoÅŸ Mezar’ anlamına gelir ve içinde herhangi bir gömü yoktur. Yapı, uluÅŸun bağımsızlığı ve halkın özgürlüÄŸü için hayatını veren kahramanlara adanmıştır.
BoÅŸ mezarın hemen arkasında, yüksek bir kaide görülür. Kaidenin üzerinde yüksek kolonun üzerinde, bir elinde Macar Krallığı’nın ilkkralı olan ve daha sonra azizlik mertebesine yükseltilen Ä°stvan’ın (Aziz Stephan)’ın kutsal olarak kabul edilen Macaristan tacı, diÄŸer elinde ise Piskoposluk hacı taşıyan Cebrail bulunur. Kolonun hemen altında ise, atlara binmiÅŸ olarak yedi kiÅŸinin heykeli yer alır. Bu kiÅŸiler, Macar halkını Karpatlar’a getiren ve Macar halkının kurucuları olarak kabul edilen yedi kabilenin liderleridirler. En önde bulunan kiÅŸi, Macarların büyük prensi olan Arpad’dır. Solunda ve sağında ise diÄŸer kabilelerin liderleri olan Elod, Ond, Kond, Tas, Huba ve Teteny yer alır. Bu heykellerin ardında ise, birer kanat ÅŸeklinde sola ve saÄŸa doÄŸru yerleÅŸtirilmiÅŸ, öndeki kaide ve heykellerle bir bütünlük saÄŸlayan iki adet kolonlu yapı bulunur. Her bir kanatta 7’ÅŸer adet olmak üzere Macar tarihinde önemli roller almış olan 14 önemli kiÅŸinin heykelleri bu kolonların arasında yer alır.

Soldan saÄŸa doÄŸru kolonlarda yer alan kiÅŸiler:
01. I.Stephan (Istvan)
02. I.Ladislaus
03. Coloman
04. II.Andrew
05. IV.Bela
06. I.Charles
07. I.Louis
08. Janos Hunyadi
09. Matthias Cornivus
10. Istvan Bocskay
11. Gabriel Bethlen
12. Ä°mre Tököly
13. II.Francis Rakoczi
14. Lajos Kossuth

Heykellerin yer aldığı kolonlu yapıların üzerinde, her birinde ikiÅŸer adet olmak üzere toplam dört adet daha anıt heykel yer alır. En solda elinde tırpan tutun bir heykel ve tohum atan bir kadın heykeli görülür. Bu figür çalışma ve bolluÄŸu sembolize eder. Tam en saÄŸda ise yine elinde bir heykel tutan bir adam ve yine elinde niÅŸan ÅŸeridi tutan bir kadın heykeli görülür. Bu heykeller ise bilgi ve zaferi sembolize eder. Kolonlu yapının orta kısmında ise yüzleri birbirine bakan ve savaÅŸ arabaları içinde betimlenmiÅŸ iki kadın figürü görülür. Soldaki kadın elinde savaÅŸ sembolü olan bir yılan görülürken, diÄŸer kadını elinde ise barışın sembolü olan palmiye görülür.

​

​

             Kahramanlar Anıtın'nın ziyaretinin ardından Gül Baba Türbesi’ni ziyaret edildi.

 

             Osmanlı PadiÅŸahı Kanuni Sultan Süleyman'ı etkileyen ve Avrupa taaruzlarına katılan önemli bir BektaÅŸi Babası dır. Hayat yolu Evliya Çelebi tarafından yazılı kaynaklara geçirildi. Gül Baba'nın BudapeÅŸte’de türbesi ve heykeli bulunuyor. Başından gülü elinden ise tahta kılıcı eksik olmazmış. SavaÅŸlarda başının üstünde bir gül taşıdığı için Gül Baba diye anıldığı rivayeti nesilden nesile iletilir.

1481'de II. Bayezid döneminde Galata'nın üstleri, PerÅŸembe Pazarı'nın Voyvoda Konağı'nın yukarılarına düÅŸen bölge, sık aÄŸaçlarla kaplı ve avlanmaya müsait bir bölgedir. Sultan II. Bayezid mevsim kış olmasına raÄŸmen bu bölgede avlanırken, bir av dönüÅŸünde, günlerini, yetiÅŸtirdiÄŸi gül fidanları arasında ibadetle geçiren Gül Baba' ya rastlar. Gül Baba'nın kendisine sarı ve kırmızı güller sunmasından memnun olan Sultan, kendisinden dileÄŸini sorar. Adını yetiÅŸtirdiÄŸi güllerden alan Gül Baba, bahçesinin ilerisindeki tepeyi göstererek, "Bu tepeye, mekteb-i irfan tesis ile, orada okuyup yazanları hizmet-i hümayununda istihdam eyle, vakti gelince devletine lazım olur" der. Sonuçta devlete görevli yetiÅŸtirmek amacını güden Galata Sarayı kurulmuÅŸ olur

Sayısız savaÅŸa katıldıktan sonra, 1526 yıllında Kanuni’nin daveti üzerine Gül Baba Budin seferine katılıyor. 1531 yılında Budin'e gelmiÅŸ ve 10 yıl burada yaÅŸamıştır. 1 Eylül 1541 yılında vefat etmiÅŸtir. 2 Eylül 1541 tarihinde 200 bin kiÅŸinin cenaze namazına katıldığı bilgileri Evliya Çelebi'den sözlü gelenekden yazılı kaynaklara dökülür. Yalnız Türkler tarafından deÄŸil aynı zamanda Macarlar tarafindan da çok sevilen ve Halen Macaristanda Gül Baba adıyla yaÅŸatilan efsanevi bir kiÅŸiliktir. Aynı isimle bir macar filmide mevcuttur. Evliya Çelebi, elinde büyük bir tahta kılıçla savaÅŸlara katılan Gül Baba'ya bu lâkabın verilmesine, daima bir gül taşımasının sebep olduÄŸunu da belirtmiÅŸtir.

Gül Baba BudapeÅŸte'de bir yüksek tepeye gömülür ve tepeye "Gültepe" adı verilir (Macarca. Rózsadomb). Türbesinin yanına yaptırılan Gül Baba BektaÅŸi Tekkesi, 1686 yılında yıkılmıştır. Bir diÄŸer kaynaÄŸa göre Gül Baba'nın iki mezarı daha vardır. Bunlardan bir tanesi, Galatasaray Lisesi'nin arka bahçesindedir ve sembol mezardır (makam). Mezar ise BoÄŸazkesen'den Tophane'ye inen yolun sağında bulunan Gül Baba sokağındaki caminin avlusundadır. Mezar I. Abdülhamit zamanında onarılmış ve başına kitabeli bir taÅŸ dikilmiÅŸtir.

Ordu sefere çıktığında, Osmanlı Yeniçeriler döneminde, askerlerin ruhlarını güçlendirmek için derviÅŸler, saz ozanları de sefere katılıyor, mola zamanlarında dualar okunuyor, destanlar söyleniyordu. DerviÅŸler, saz ozanları gerektiÄŸinde silâhlanıp savaÅŸa da katılıyorlardı. Gül Baba, savaÅŸlara katılan derviÅŸlerden biriydi.

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

          Gül Baba Türbesi’nden ayrılırken Macar halkının hayranlık duyduÄŸu büyük liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün adının burada bir caddeye verildiÄŸini gördük.Ayrıca       burada  bir de Türk caddesi olduÄŸunu öÄŸrendik. Macar halkının Türklere karşı olumlu yönde bir sempatisi var olduÄŸu çok net olarak görülüyordu. Bu arada BudapeÅŸte’ye gelen 7 boydan 3 nün Türk boyu olduÄŸu biliniyor.1 boyunda Türk olup olmadığı konusunda araÅŸtırma yapılıyor.

​

         Daha sonra Abdurrahim Abdi Arnavut PaÅŸa’nın mezarını ziyaret ettik.

Mezar taşında ‘Bu yerin yakınında yaÅŸamının 70.yılında ÅŸehit düÅŸtü.

KAHRAMAN DÜÅžMAN RAHAT UYUSUN yazıyordu.

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

     Bir sonraki durağımız BudapeÅŸte Kütüphanesi oldu.

Macaristan Orta Avrupa'da Türkiye'nin yedide biri kadar büyüklükte bir halk cumhuriyeti.

Macaristan Cumhuriyeti ya da kısaca Macaristan, Avusturya, Slovakya, Ukrayna, Romanya,

Sırbistan, Hırvatistan ve Slovenya ile komÅŸu olan, denize kıyısı olmayan, Avrupa BirliÄŸi üyesi

bir ülkedir. Orta Avrupa ile Balkanlar arasında bir ovaya yayılan Macaristan, Türk'lerin son

400 yıllık tarihinde yakın iliÅŸkiler geliÅŸtirmiÅŸ oldukları bir ülkedir. Berlin'den sonra Orta Avrupa

nın en büyük ikinci ÅŸehri olup, Macaristan nüfusunun beÅŸte biri de burada yaÅŸamaktadır.  

Orta Macaristan'ın kuzeyinde, Tuna Irmağı üzerindedir. Irmağın batı (saÄŸ) kıyısındaki Buda,

doğu (sol) kıyısındaki Peşte ve Buda'nın kuzeyindeki Obuda şehirlerinin 1873'te birleşmesiyle

Budapeşte ismini almıştır.

    Åžehrin farklı yerlerine yapılan ziyaretlerin ardından otele geri dönüldü.

​

​

06.05.2016 CUMA

     Saat 08:00’de baÅŸlayan kurs programımızın bugünkü konusu kültürel deÄŸerlerimizin uluslararası platformda nasıl paylaşılacağı konusu idi. Bunun içinde en güzel ortamın e-twining olacağı belirtildi. E-twiningin ne olduÄŸu, nasıl kayıt olunacağı ve e-twiningte projelerin nasıl yapılacağı konuları anlatıldı. Tüm kursiyerler e-twinine kayıt olarak herkes birbirini listesindeki kiÅŸilere ekleyerek. Yapabilecekleri projeler hakkında birbirleriyle paylaşımda bulundu. Kurs bitimimin ardından Milli EÄŸitim MüdürlüÄŸü’nde görevli Åžerafettin YILDIZ’ı ziyaret etmek için yola çıktık. Bizi kapıda karşılayan Yıldız’la keyifli bir sohbet baÅŸladı:

  • Yabancılar (zorunlu eÄŸitim) eÄŸitim danışmanlığı yaptığundan,

  • Viyana’da en çok Alman’ların ikamet ettiÄŸinden,

  • 1960’lı yıllardan beri göç olduÄŸundan.

  • 50 yıl geçmesine raÄŸmen Türk’leri sadece Türkiye gündemini takip edip yaÅŸadıkları yere yabancı kaldıklarından,

  • Avrupa’nın kurallar ülkesi olduÄŸundan,

  • Her kurumun kendi görevini yaptığından,

  • Avusturya’nın dünyanın 8. Zengin ülkesi olduÄŸundan,

  • Bölgedeki önemli ÅŸehirlerin Viyana, Prag ve BudapeÅŸte olduÄŸundan, mimarilerinin birbirine benzediÄŸinden,

  • Viyana’nın çok eski olduÄŸundan ve bunu korumaya çalıştıklarından,

  • Kendi anadilini konuÅŸamayan çocuk ikinci bir dili konuÅŸamaz anlayışı olduÄŸundan,

  • Buraya göç edenlerin çoÄŸunun kendini dış dünyaya kapatıp kendi kültürel hayatını yaÅŸamaya devam ettiÄŸinden,

  • Türkiye’de bir dinamizm varken burada yaÅŸayan insanların geldiÄŸi tarihte takılıp kaldıklarından bahsetti.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

            Bir sonraki gezi durağımız Schönbrunn Sarayı oldu. Schonbrunn Sarayı Viyana’nın yıldızı. Habsburg’ların yazlık sarayı olarak kullanılan bu yapı, Fransızların Versailles Sarayı örnek alınarak yapılmış. 1400 Odası bulunan Hofburg Sarayının baÅŸrolü Sisi’de iken Schonbrunn Sarayının yıldızı Kraliçe Maria Therasa imiÅŸ. 16 çocuÄŸu ile tam bir hanedan annesi olan Maria Therasa Avusturya hanedanının en güçlü kadını. 11 kızının 10 tanesini  politik amaçlar ile evlendirerek tüm Avrupa hanedanları ile yakın iliÅŸkiler kurmuÅŸ ve bu sayede politik olarak da çok güçlenmiÅŸ. Kızlarından birisi “Ekmek yoksa Pasta yesinler” sözü ile ön plana çıkan Maria Antoinette imiÅŸ.

Saray dış cephesi pek bir ruhsuz da olsa, içi dönemin tüm ihtiÅŸamını ve ÅŸaÅŸasını ön plana çıkarıyor. Bu sarayı gezerken gerçekten de bir imparatorun sarayını geziyormuÅŸ hissine kapılıyorsunuz. Schonbrunn Sarayı da bir kompleks aslında. Saray, bahçeleri sarayın karşısında yer alan Zafer Takı (Gloriette) Ä°mparatorluk Saray Araçları Müzesi, Çocuk Müzesi ve Hayvanat Bahçesi ile Palm House sarayın içinde gezilecek yerler arasında. Schonbrunn Sarayına gitmek için metro kullanmak gerekli. Yine Karlsplatz’dan geçen yeÅŸil Renkli U4 hattına binip Schonbrunn isimli durakta inmek yeterli olacaktır. Hayvanat Bahçesine gitmek için bir sonraki durak olan Heitzing durağında da inmek mümkün.

Sarayın arazisi 1569 yılında Habsburg Hanedanına geçmiÅŸ. O vakitler burası eÄŸlence amaçlı, oyun, gezi park alanı ve hayvan üretme çiftliÄŸi olarak kullanılıyormuÅŸ. Ä°mparator Matthias bu arazide avlanırken tesadüfen bir "güzel çeÅŸme" bulur ve sarayın adını buradan aldığı anlatılmaktadır [Schönbrunn (schöner Brunnen ) güzel çeÅŸme anlamına gelen bir isim]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

             Bir sonraki gezi yerimiz Viyana Üniversitesiydi. 1365 yılında Avusturya Dükü IV. Rudolf tarafından kurulan Viyana Üniversitesi (Latince adı: Alma Mater Rudolphina), Alman dil ve kültür coÄŸrafyasının en eski üniversitesidir. 71.000 öÄŸrencisi ve 8.000 çalışanı (bunlardan 6000'i bilim adamı) ile Avusturya'nın olduÄŸu gibi Orta Avrupa'nın da en büyük üniversitesidir ve günümüze kadar yapılmış olan dünyanın en iyi üniversite sıralamalarında hep üst sıralarda yer almıştır.

Viyana Üniversitesi'nde yaklaşık 130 tane bölüm bulunmaktadır. Viyana Üniversitesinin amacı teorik eÄŸitimle pratik araÅŸtırma bazlı eÄŸitimi sentezleyerek en yüksek kalitede örgecilerine aktarmaktır. Viyana Üniversitesi'nin 50'ye yakın enstitüsü bulunmaktadır.

Viyana Üniversitesinin tarihi ana binası 1884 yılında aynı caddede bulunan Avusturya Parlamentosu, Viyana Belediye Binası ve Burg tiyatrosunun tarihi dokusuyla eÅŸdeÄŸer ve bilimin toplumsal deÄŸerini yücelten mimarisiyle mimar Heinrich von Ferstel tarafindan yapilmistir. Günümüzde Schottentor da bulunan ana binada Üniversite Yönetimi, Üniversite Ana Kütüphanesi, Ögrenci Isleri, bazi Fakülte ve Enstitüler ve Avusturya nin en büyük amfisi olan Audimax la birlikte birçok amfi bulunmaktadir.

Viyana Üniversitesi'nin kütüphanesi 6,5 milyon kitap mevcuduyla Avusturya'nın en büyük kütüphanesidir; aynı zamanda Almanca konuÅŸulan ülkelerin en eski kütüphanesidir (kuruluÅŸ tarihi: 1365). Bu özelliÄŸinden dolayı kütüphane Orta ÇaÄŸ'dan günümüze kadarki süreç içerisinde deÄŸiÅŸen uluslarası bilim tarihi“ olarak adlandırılır.

Ana bina daki Aula da Viyana Üniversitesinin 9 tane Nobel ödüllü profesörlerinin heykelleri bulunur. Bahçesinde ise üniversitenin 154 meÅŸhur bilim insanının büstü vardır.

Viyana Üniversitesi'nin uluslarası alanda araÅŸtırma ve eÄŸitim konularında çok güçlü baÄŸlantıları bulunmaktadır. Erasmus/Sokrates Programları ile birlikte ASEA-UNINET, UNICA ve EUA üye olduÄŸu bazı uluslararası eÄŸitim programlarıdır. Viyana Üniversitesi'nin 331 adet partner üniversitesi vardır. 130 ülkeden öÄŸrenciler her yıl 10.000'in üzerinde sunulan dersten faydalanmaktadırlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

          Günün son gezisini Belvedere Sarayı’na yaptık. Belvedere Sarayı, Landstrasse´de iki parçadan oluÅŸan barok stilde bir saraydır.

Belvedere Sarayı, 1668-1745 yıllarında Savoy Prensi Eugen emri ile mimar Johann Lucas von Hildebrandt´a yaptırılmışdır. Yukarı ve AÅŸağı Belvedere Sarayı olarak iki parçadan oluÅŸan barok yapılar birbirine çok geniÅŸ ve gözalıcı bir bahçe ile baÄŸlıdır. Landstrasse'de bugün müze olarak kullanılan yapılarda çok önemli tarihi tablolar da vardır.

         Yukarı Belvedere Sarayı´nın en önemli özelliÄŸi ise 1955 deAvusturya’nın 2.Dünya Savaşı’ndan sonra özgürlüÄŸüne kavuÅŸtuÄŸu anlaÅŸmanın burada imzalanmış olmasıdır.

Bevledere Sarayı Viyana kuÅŸatmasında savunmayı yöneten ve baÅŸarılı olan Prens Eugen Savoy’a hediye edilmiÅŸ bir saraydır.Prens daha sonra Avusturya ordusunun başında Osmanlılardan Belgrad’ı alarak ününe ün katmış.SavaÅŸta kazandıklarını sanata yatırmış.Bir nevi bizim Pargalımız gibi.Sarayda Monet Manet,Van Gogh gibi ressamlar ile Rodin gibi heykeltıraÅŸların eserleri sergileniyor.Sarayın tam karşısında Türk BüyükelçiliÄŸi bulunuyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

          Bevledere Sarayı sonrası otele dönüldü. AkÅŸam yemeÄŸinden sonra sertifikalarımız sunuldu.

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

07.05.2016 CUMARTESÄ°

         

        Otelde yapılan kahvaltının ardından hep birlikte Viyana 1. Bölgede biraz gezip alış veriÅŸ yapıldı. AkÅŸam yemeÄŸinden sonra da Tuna Nehri Kıyısına gezinti yapıldı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

             

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

       

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

bottom of page